Whatzit Fidget

Youtube Icon Cart Icon


İlk Karşılaşma

2019 başlarında yukarıdaki enteresan nesneyle tanıştım. Hangi kamera? Tamam… Buradan, bir Ramazan-ı Şerif ayında Faroe Adaları’na gelin gidip, yirmi iki saatlik açlık yüzünden atom fiziğine, profesörlüğe illallah eden kuzenime ve Melih’e, beni bu enteresan nesneyle tanıştırmaları dolayısıyla tüm kalbimle selam ederim. Bahsettiklerine göre Covid-19 yüzünden orada da Ramazan-ı Şerif’in eski tadı kalmamış. Doğan Dikmen’nin Balat Kapusundan Girdim İçeri’sini dinleyip, Yahudi bezirganın hayal perdesine çıkışını hayal ederek Ramazan-ı Şerif’i ihya ediyorlarmış. Hayalin hayali mi olurmuş demeyin lütfen. Hayali iseniz oluyor… Ve insan gerçekten üzülüyor. Bazen…

Nerede kalmıştık? Geyiği vurdum… Yok!.. Bu başka hikayeydi.

Heh!.. Düşük kalite ahşaptan özensiz bir el işçiliğiyle yapılmış, şekilden şekile giren bu enteresan ve renkli nesneyi internetten bir kaç ay boyunca araştırıp durdum lakin nafile… Türünün tek örneği olabileceğini düşünmeye başladım ve böylece birinci sınıf malzemeden, iyi hesaplanmış ve özenle üretilmiş yüksek kaliteli benzerlerini yapmaya niyetlendim ve Nebula‘m ortaya çıktı:

Şahsi tecrübelerime göre, uğraştığınız her ne olursa olsun zihnen takıldığınız bir yer olduğunda Nebula‘yla bir kaç dakika oynamak, ufacık bir mesele olmasına rağmen burnunuzun ucuna kadar yanaştırdığınız için size dev görünen şeylerden zihninizi geri çekerek büyük resmi görmenizi sağlıyor. Böylece kolaylıkla çözüm üretebiliyorsunuz. Fakat büyük resmi görmek için siz gene de TV seyretmeyi tercih edebilirsiniz. Çünkü herkesin hayatına kimse karışamaz. Çünkü, çünkü!

Burada zaman geçirdikçe farkettiğim ve oldukça enteresan bulduğum diğer bir etkisinden de bahsetmem gerek. Bağımlılık oluşturabiliyor zira tesbih etkisi gibi bir etkiye sahip. Şekil yaptıkça coşuyor, çevirdikçe çeviriyorsunuz. Kalabalık ortamlarda tam bir parti oyuncağına dönüşebiliyor. Örneğin, misafirliğe gelmiş arkadaşlarımın üç buçuk saat aralıksız Nebula‘yla oynayıp yaptıkları şekilleri birbirlerine gösterip durdukları ve Nebula‘yla oynamaktan açlıklarını unuttukları akşamı hatırladıkça bugün dahi şaşırıyorum. Koca koca insanları beş yaşlarına döndürüveriyor. Roket hızında sosyalleştirip, kısa sürede harika arkadaşlıklar kurmanızı sağlayabiliyor. Çünkü Nebula‘m, tanımadığınız insanlarla bile eğlenceli vakitler geçirmenizi sağlayabiliyor, haliyle insanlar beraberken mutlu hissettikleri insanlarla yakın olmayı daha çok arzuluyorlar ve arkadaşlıklar kuruluyor.

Son bir örnek verip ürettiğim ürünü yağlayıp ballamayı bırakayım ki yazıyı okuyup özgür iradenizle kendinize bir adet satın alarak keyifli vakit geçirip, harika arkadaşlıklar kurabilesiniz. Yazıyı okumadan da satın alabilirsiniz lakin aldıktan sonra tekrar gelip nasıl yapıldığını okuyacağınıza eminim. Zira şantiye seyretmek bizim memlekette genetik miras, milli spor. Faydalı bir şey. Terapi etkisi oluşturduğunu, böylece insanları rahatlattığını söyleyebilirim.

Şantiye TV

Gelelim hikayeye:

Üsküdar-Ümraniye metrosunda yalnızca bir duraktan diğerine gidecek sürede bir vagon dolusu meraklı arkadaş edindim. Daha da eğlencelisi, kendim dahil pek çok insanın Nebula‘yla oynayıp birbiriyle konuşmaktan ineceği durağı kaçırıp ters istikamete giden trene tekrardan binmek zorunda kalmalarına sebep oldum. Buna Hüseyin şahit. Daha da eğlencelisi, diğer trende de aynısı olacakken ineceğimiz durağı son anda farkedip indik. Düşünün, ikinci trende de yeni arkadaşlıklar kuracak kadar çok istasyon geçmişiz. Geç kaldığımız için yakın arkadaşımızın düğününü kaçırmamız da cabası… Özür dilerim Yunus. Fakat açıklayabilirim. Hatırlarsan Faruk’un nişanda da benzer olaylar yaşandı. Masadan kalkmamamıza rağmen hunharca halay çeken insanlardan daha çok eğlendiğimizi iddia edersem abartmış olmam. Zira misafirlerin “Şu masada ne oluyor ki ortama rağmen kendi dünyalarında eğlenebiliyorlar?” bakışlarına tüm masa şahit.

Halay Nebulası

Bu durumla birebir örtüşen Feyyaz Yiğit şaheserini paylaşmak kaçınılmaz oldu:

  • Kendince eğlenenler ikiye ayrılır:
    • Olur olmaz yerde kendince eğlenenler.
    • Yeri geldiğinde kendince eğlenenler. Yeri geldiğinde kendince eğlenenler ikiye ayrılır:
      • Kendince yerinin geldiğini düşünüp de kendince eğlenenler. Kendince insan gibi eğlenmenin yerinin geldiğini düşünenler ikiye ayrılır:
        • İnsan gibi eğlendiğini düşünmenin yerinin geldiğini düşünenler.
        • Kendince insan gibi eğlenmenin yeri ve zamanı olmadığını düşünenler.
      • İnsan gibi yerinin gelişini kendine bırakmayıp insanlarla uyum içerisinde hareket ederek kendince eğlenenler.

Yaşa be Feyyaz!

Ayrıca tuhaf bir şekilde kişinin bilinçaltını ortaya döküyor. Yaptığınız şekiller siz sussanız dahi konuşuyorlar. Freud kardeşim; meşazını aldım, kıps, varım. Sen de var mısın Charcot kardeşim?

Reklamlar bitti.


Yapım Aşaması

Nebula

Önce hangi malzemeyi kullanacağıma karar vermem gerekiyordu. Niyetim birinci sınıf cevizden yapmaktı fakat “Cevizden lüks mobilya yapılıyor! Sen tutup oyuncak mı yapacaksın?” türevi cümleler ve cevizin aynı kalitede gürgen/kayın ağacına göre üç kat pahalı olması, kayın seçmeme neden oldu. Ayrıca kayın ağacının alametifarikası minik noktalar güzel görünüyorlar.

Sırada dayanıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlamak için koruyucu malzeme seçimi vardı. Aslında orijinali gibi farklı renklerde boyanmış olması güzel olurdu lakin çocukların oynayacağı bir şeyin sağlıklı olması gerektiğini şiddetle savunarak boyamamaya karar verdim. Bunun yerine üzerine organik bezir yağı/keten yağı sürmeye niyetlendim. Peki neden? Bezir yağı ahşaba işleyip doğal emprenye işlemi görüyor; ahşap içine hava, su almıyor ve böylece uzun ömürlü oluyor. Hatırlarsanız yeşil telefon direkleri vardı ki hala gördüğüm kadarıyla varlar: Ahşabın içine yüksek basınç altında kimyasal yedirilmesiyle yeşertiliyorlar ve bu, onları açık hava şartlarına dayanıklı, haliyle uzun ömürlü yapıyor. Zararlı diye oyuncağa boya sürmeyen insan, neden kimyasal emprenye yapsın değil mi? Haliyle doğal emprenye yapmak için doğal bezir yağı/keten yağı aramaya başladım. Ne zormuş! Hırdavatçılara, boyacılara gidip bezir yağı sorduğumda esnaf önce bir şaşırmış bakıyor, çoğunda bulunmuyor lakin dükkanında olan “Arıcı mısın?” diye sorup, paslı tenekesiyle “Yıllardır halimi hatırımı soran yok!” diye veryansın eden İngiliz nevi tek kaynatım sentetik bezir yağının fi tarihinden beri tezgahta kalan numune ihtiyar delikanlısını çıkarıyor. Belli ki bezir yağı da “Nerede o eski Ramazanlar…” şemsiyesinin gölgesine gireli hayli zaman olmuş. Fakat “Bezir yağının da insan gibi fitne çıkarmayanı makbuldür.” diyerek İngiliz nevi ihtiyar tenekeyi selamlayıp Üsküdar sokaklarından Azepkapı’daki Perşembe Pazarı’na doğru yola koyuldum.

Oturan Boğa

Peki neden “Arıcı mısın?” diye soruyorlar? Çünkü arıcılar, doğada bir yere koyacakları kovanları, hava şartlarına dayanıklı olsun diye bezir yağıyla yağlıyorlarmış. Böylece on yıllarca sağlam kalabiliyormuş. Aramızda arıcı olup olmadığımı merak eden meraklı şirinler olabilir. Değilim ama neden olmasın? Doğal kaynaklara erişim, tarım ve hayvancılık biz umursamasak bile her daim önemliydi lakin miladi 2020’den itibaren, canına ot tıkadığımız biricik evimiz Dünya’da önemini daha çok hissettirecek. Güneşi gülüşüne sığdıran kızı bırak mirim, asıl arıların yokluğu felaket! Bkz. Bee Movie. Evet çizgi film izliyorum. Bırak izlemeyi, bir zamanlar yapıyordum da… Bkz. CV. Peki ya kıyamet? Kimisi için şarjının bitmesi, yetmezmiş gibi elektrik kesintisi veya komik kedi videosu izlerken internet paketinin bitmesi; kimisi için ise hasretle beklenen… Zamanı? Kim bilir? Belki yarın, belki yarından da yakın!

Arıcı olup olmadığımı da açıklığa kavuşturarak gönüllerde bir meltem esintisi oluşturduğuma göre, iç huzuruyla oyuncak hikayeme geri dönebilirim.

Bir süre gezinip, Üsküdar benzeri sahnelerde rolümü hakkıyla ifa edip, velhasıl kendimi bir esnafın önerisiyle Fermeneciler 129’daki Armağan Boya’da buldum. Görece ufak dükkanın girişindeki sağ alt rafta, 750ml’lik plastik şişelerde altı, yedi kadarı Selamsız Bandosu gibi hazır kıta bekleyen, zamanın parasıyla litresi 60 liradan -ki o zaman gözünüzün önünde sıkılan yüksek kalite zeytin yağının litresi Bursa’dan taş çatlasın 20 liraya alınalabiliyordu- aradığım keten yağını görmemle arayışım son buldu. Dükkan sahibinin anlattığına göre, dükkanın girişinde yer alan çeşitli renklerdeki toz boyalardan alınıp keten yağı ile karıştırılarak yağlı boya yapılıyormuş. Aldığım yağla oyuncak yağlayıp uzun ömürlü olmasını sağlamak istediğimi öğrenince “Bu pahalı yağla oyuncak mı yağlayacaksın?” cümlesi, bariz şaşkınlıkla ağzından düküldü. Gene mi bamya!.. Evet, gene bamya! 750ml’lik iki kutu alıp, ilk partiyi keten yağıyla yağlayıp, paketleyip Teknofest 2019 da pazara sundum. Fakat keten yağıyla emprenye işlemi, “Nebula‘yla oynamak istiyoruz ama elimize yağ bulaşıyor. Bu da oynamayı çok istememize rağmen geri durmamıza sebep oluyor.” geri bildirimi ile bir süre sonra son buldu. Artık -ikinci partiden itibaren- yağsızlar. Hatta gayet fit ve formdalar.


Teknofest 2019 & Teşekkür

Teknofest

Ağustos 2019 gibi üretime başlamama rağmen Eylül ayındaki Teknofest‘e güçlükle hazır edebildim zira üretim tamamen el işçiliği olduğu için fazlasıyla zahmetli. Her bir Nebula‘nın sıfırdan satışa hazır hale gelmesi için bir saat zaman ve Burak‘ın -ki kendisi benim gibi Makina Mühendisliğini yarım bırakmayıp tamamladı- atölyesi, çözüm odaklılığı, özverisi ve hoş sohbeti gerekli. Sağolsun. Bilim dolu arkadaşlığı ve büyük emekle güç bela açtığı Teknofest 2019 standında Nebula‘ma da yer vererek gösterdiği desteği için Gökhan‘a da selam olsun. Eğer beyin göçüne sebep olan nedenleri yok edersek, etkisi tartışmasız hissedilecek geç kalınmış harika bir etkinlik olan Teknofest‘e zerre kadar dahi emeği geçen, destek olan, bilim, sanat, felsefe yapıp teknoloji geliştiren fakat ülke geleceğini inşa ederken meritokrasi fukarası haline getirilmiş kendinden roketli vizyoner canların tek tek alınlarından öperim. Allah sizi, sizin ve vaktinizin kıymetini bilenlere nasip etsin. Oscar konuşması gibi oldu lakin burası çok önemli! Zira matematik, onu umursamayanı eninde sonunda (k)anırtır! Seviniz, sevdiriniz.

Bilim’i sıkıcı buluyorsanız, yanlış öğretmenden öğreniyorsunuz demektir.

Richard Feynman

Soyut Matematik


muucit® & cevizlab®

muucit Logo

Bir süre sonra ise marka işlemlerini tamamladım. muucit®, matematik ve sanat nesneleri üreten girişimim ve -şimdilik- minimum özgün parça ile binlerce farklı şeye dönüşebilen evrilebilir nesneler üretiyorum. Her üretim serisinde sınırlı sayıda nesne üretiliyor. En iyi kalite malzeme kullanımı ve uyguladığımız ince el işçiliği, her bir muucit® nesnesini eşsiz ve uzun ömürlü kılıyor. cevizlab® ise başlangıçta açık inovasyon merkezi olarak tasarlayıp bir süre işlettiğim, sonrasında ise daha da özelleştirerek siber sanatlar reaktörüne evriltmeyi planladığım diğer girişimim. muucit® ve şu yazıda bahsettiğim cevizlab® markalarım işte böyle doğru. Nebula muucit® şemsiyesi, muucit® cevizlab® şemsiyesi, üçü birden benim şemsiyemin gölgesinde. Ben? Ben de İngiliz nevi tek kaynatım sentetik bezir yağı gibi “Nerede o eski Ramazan’lar!..” şemsiyesi gölgesindeyim. Bkz. Kümeler Cebiri, Soyut Matematik - Akıl Yürütmenin Başlangıcı, Prof. Dr. Timur Karaçay.


İdealim & Adını Nebula Koydum

Dede Korkut Sır

Hasılıkelam; mevzubahis enteresan nesneyi aldım, olması gerektiği hale getirdim. Serpildi, yay basıp dijital oklar attı, kahramanlık etti; ben de toy eyledim. Korkut Ata geldi, şadılık çaldı, boy boyladı, soy soyladı; adını Nebula koyduk. “Adını ben verdim, yaşını Allah versin!” dedi Sır oldu.

Peki neden Nebula?

İki şey yüzünden:

Bu tuhaf şekilli evrilebilir nesneyi elimde gören insanlar, istemsizce “ne bu la? bu ne la?” türevi cümleler kurdular. Bu ilki…

İkincisi ise şu:

Nebulalar; yıldızlararası element, bileşik, çör-çöp, toz-toprak bulutları. Patlayarak fezayı şenlendiren -ki yıldızın gezegenlerinde yaşayanlar varsa dehşet verici bir durum- yıldızın içeriği ve sosyal çevresi neyse, haliyle oluşturduğu nebula da onları içeriyor. -Görüldüğü üzere fezada da olsa coğrafya kaderdir. Uzun yıllar ötesinden selam olsun İbn-i Haldun Dede!- Fakat yıldızın nebula oluşturabilmesi kütlesine bağlı. Kütlesi en az Güneş kütlesi kadar olan bir yıldız ömrünü tamamlayıp patladığında nebula oluyor. Peki nebula oluşabilmesi için neden ömrünü tamamlayan yıldızın kütlesi Güneş kütlesi kadar veya daha büyük olmalı? Çünkü kütlesel olarak Güneş’in bir ufağı olan olan kızıl cüceler reaksiyonlar sonucu büyüyerek patlamaksızın beyaz cüceye dönüşerek; kütlesel olarak Güneş’in iki ufağı ufan kahverengi cüceler ise kendilerini kasmadan gene kahverengi cüce olarak -alkışlar eşliğinde- ışıklar içinde uyumaya gidiyorlar. Kahverengi cüceler kalender meşrepler.

Stellar Evolution

Peki Nebula oluşunca ne oluyor?

Pek çok şey!.. Ama bizi ilgilendiren kısma gelecek olursak, nebulaların içinden yeni yıldızlar doğuyor. Haliyle nebulalar bir nevi yıldız çiftliği veya kreşi olmuş oluyorlar. Ben de Nebula‘yı üreterek demek istiyorum ki: Nebula‘mla vakit geçir, zihninde yıldızlar doğsun ve böylece sen de akıl ışığınla evreni aydınlat! Yani özelde Nebula, genelde muucit® nesnelerinin tümü, akıl sahibi varlıkların bilinçlerine yeni tohumlar ekmek için varlar. Tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana…

Nebula Heavy Falcon 2

Ürettiğim diğer şeyler gibi oyuncaklarım da tüm boyutlara gönderdiğim uzay gemilerim. Herhangi bir yönergeleri, kuralları, kısıtlamaları yok. Hayal gücünün bir sınırı olmadığı gibi… Onlarla vakit geçirenlerin bilinçlerinde yepyeni yıldız sistemlerinin doğuşuna sebep olacak füzyon tepkimeleri oluştursunlar isterim. Doğacak yıldızlarınızın kalbinden çıkan enerjiye muhtaç pek çok gezegen; zamandan ve mekandan bağımsız, hasretle sizi bekliyor!

Nuri ACAR

Spock Salute